Turkish Vocabulary
Click on letter: GT-Google Translate; GD-Google Define; H-Collins; L-Longman; M-Macmillan; O-Oxford; © or C-Cambridge

GT GD C H L M O
a

GT GD C H L M O
academy /əˈkæd.ə.mi/ = NOUN: akademi, okul, yüksekokul; USER: akademi, akademisi, academy, akademisinde, akademinin

GT GD C H L M O
actions /ˈæk.ʃən/ = NOUN: eylem, hareket, faaliyet, etki, dava, davranış, çalışma, amel, çarpışma, etkileme, olayların gelişimi; USER: eylemler, eylemleri, eylem, işlemleri, eylemlerin

GT GD C H L M O
activities /ækˈtɪv.ɪ.ti/ = NOUN: faaliyetler, etkinlikler; USER: faaliyetler, etkinlikler, faaliyetleri, faaliyetlerini, faaliyetlerinin, faaliyetlerinin

GT GD C H L M O
all /ɔːl/ = ADJECTIVE: tüm, bütün, her, hep; NOUN: hepsi, herkes; ADVERB: hepsi, tamamen, hep; PRONOUN: hepsi, herkes, her şey; USER: tüm, bütün, her, All, tamamını, tamamını

GT GD C H L M O
alliance /əˈlaɪ.əns/ = NOUN: ittifak, birlik, anlaşma, birleşme, bağ, pakt, antlaşma, dünürlük, akrabalık; USER: ittifak, oyuncu birliğini, birlik, alliance, birliğini

GT GD C H L M O
am /æm/ = USER: Zamanı, duyuyorum, ben, değilim, ÖS, ÖS

GT GD C H L M O
and /ænd/ = CONJUNCTION: ve, ile, de; USER: ve, ile, ile

GT GD C H L M O
another /əˈnʌð.ər/ = ADJECTIVE: başka, farklı, ayrı, bambaşka, öbür; PRONOUN: başka, diğer, bir daha, bir tane daha, ayrı, başka bir tane, öbür; USER: başka, başka bir, bir, diğer, bir başka, bir başka

GT GD C H L M O
areas /ˈeə.ri.ə/ = NOUN: alan, bölge, yüzölçümü, bodrum girişi, harekât bölgesi; USER: alanlar, alanları, alanlarda, alanlarında, yerlerde

GT GD C H L M O
as /əz/ = ADVERB: olarak, gibi, kadar, iken; PRONOUN: gibi; CONJUNCTION: olduğu gibi, ki, iken, rağmen, karşın, madem, mademki, -diği gibi, -irken; USER: olarak, gibi, kadar, yanı, şekilde, şekilde

GT GD C H L M O
assigned /əˈsaɪn/ = VERB: atamak, vermek, belirlemek, devretmek, saptamak, tahsis etmek, bağlamak, göreve seçmek; USER: atanmış, atanan, atandı, atanır, tahsis

GT GD C H L M O
at /ət/ = PREPOSITION: -de, -da, -ye, -ya, -e, -a; NOUN: savaşçı, asker, eyt; USER: de, az, at, okuyun, azından, azından

GT GD C H L M O
attracts /əˈtrækt/ = VERB: çekmek, cezbetmek; USER: çekiyor, çeken, çeker, çekmektedir, ilgisini çekmektedir, ilgisini çekmektedir

GT GD C H L M O
authorities /ɔːˈθɒr.ɪ.ti/ = NOUN: yetkililer, yetkili makamlar; USER: yetkililer, yetkilileri, yetkililerin, makamları, makamlar

GT GD C H L M O
be /biː/ = VERB: olmak, var olmak, bulunmak, tutmak, durmak, mal olmak, anlamına gelmek; USER: olmak, olabilir, olması, olarak, olduğu, olduğu

GT GD C H L M O
benefit /ˈben.ɪ.fɪt/ = NOUN: fayda, yarar, kazanç, avantaj, menfaat, kâr, çıkar, hak, ayrıcalık, yardım parası, yardım toplama faaliyeti; VERB: yararlanmak, faydası olmak, yararı dokunmak, yaramak; USER: yarar, fayda, yararlanabilir, yararlanmak, yararlanacak

GT GD C H L M O
brand /brænd/ = NOUN: marka, damga, tarz, nişan, namus lekesi, ayıp, usul, dağlanarak yapılan iz, buğdaypası, kızgın demir, mantar; VERB: dağlamak, damgalamak, markalamak, lekelemek, derin etki bırakmak, işlemek; USER: marka, markası, markanın, markasıyla, bir marka

GT GD C H L M O
brands /brænd/ = NOUN: marka, damga, tarz, nişan, namus lekesi, ayıp, usul; VERB: dağlamak, damgalamak, markalamak, lekelemek, derin etki bırakmak; USER: markalar, marka, markaları, markaların, markaları göster

GT GD C H L M O
built /ˌbɪltˈɪn/ = ADJECTIVE: yapılı, inşa etmiş tarihi; USER: yapılı, inşa, yerleşik, inşa edilmiş, dahili

GT GD C H L M O
business /ˈbɪz.nɪs/ = NOUN: iş, faaliyet, ticaret, işyeri, firma, ticarethane, mesele, alım satım, görev, konu; USER: iş, işletmeniz, Business, işletme, ticari

GT GD C H L M O
car /kɑːr/ = NOUN: araba, otomobil, kabin, vagon, yolcu bölümü; USER: araba, arabayı, araç, el araba, otomobil

GT GD C H L M O
central /ˈsen.trəl/ = ADJECTIVE: merkezi, orta, esas, asıl, baş, merkezde olan, önde gelen; NOUN: santral, santral memuru; USER: merkezi, merkez, merkezinden, merkezi bir, merkezinde

GT GD C H L M O
centre /ˈsen.tər/ = NOUN: merkez, merkez, merkez, merkez, orta, orta, orta, orta, odak, odak; VERB: ortalamak, ortalamak; USER: merkez, merkezi, Center, merkezine, merkezinde, merkezinde

GT GD C H L M O
ceo /ˌsiː.iːˈəʊ/ = USER: ceo, ICEcat, CEO'su, Genel Müdür, Genel Müdürü

GT GD C H L M O
chartered /ˈtʃɑː.təd/ = VERB: kiralamak, tutmak, vermek, tanımak; USER: kiralanan, kiralamış, charter, Chartered, kiralanabilmektedir

GT GD C H L M O
chassis /ˈʃæs.i/ = NOUN: şasi, alt düzen, top kızağı, ana gövde; USER: şasi, şaşi, taşıyıcı, kasa, kasaya

GT GD C H L M O
commercial /kəˈmɜː.ʃəl/ = ADJECTIVE: ticari, mesleki, ticaret yapan, kârlı, reklâm yayını yapan; NOUN: reklâm; USER: ticari, ticari olanaklar, ticaret, ticari bir, reklam

GT GD C H L M O
communication /kəˌmjuː.nɪˈkeɪ.ʃən/ = NOUN: iletişim, haberleşme, bağlantı, irtibat, ulaşım, tebliğ, mesaj, kominikasyon, temas, haber, nakletme, yayma; USER: iletişim, iletişimi, haberleşme, iletişimin, bağlantı

GT GD C H L M O
communications /kəˌmjuː.nɪˈkeɪ.ʃən/ = NOUN: iletişim, haberleşme, bağlantı, irtibat, ulaşım, tebliğ, mesaj, kominikasyon, temas, haber, nakletme, yayma; USER: iletişim, haberleşme, iletişimi, iletişimleri, iletişimin

GT GD C H L M O
companies /ˈkʌm.pə.ni/ = NOUN: şirket, ortaklık, eşlik, arkadaşlık, bölük, misafir, topluluk, birlik, toplantı, tayfa; USER: şirketleri, şirketler, şirketlerin, şirket, şirketlerinin

GT GD C H L M O
company /ˈkʌm.pə.ni/ = NOUN: şirket, ortaklık, eşlik, arkadaşlık, bölük, misafir, topluluk, birlik, toplantı, tayfa; USER: şirket, şirketi, şirketin, firma, işletmenizi

GT GD C H L M O
consistently /kənˈsɪs.tənt/ = ADVERB: sürekli, tutarlı olarak, kalıcı biçimde, uyumla; USER: sürekli, tutarlı, sürekli olarak, tutarlı bir, istikrarlı

GT GD C H L M O
contact /ˈkɒn.tækt/ = NOUN: temas, bağlantı, ilişki, dokunma, tanıdık, portör, taşıyıcı; VERB: irtibat kurmak, temasa geçmek, görüşmek, ilişki kurmak, temas etmek, dokunmak; USER: temas, irtibata, başvurun, iletişime, iletişim

GT GD C H L M O
contributed /kənˈtrɪb.juːt/ = VERB: katkıda bulunmak, katılmak, bağışta bulunmak, vermek, payı olmak, yazı vermek; USER: katkıda, katkı, katkıda bulunmuştur, katkıda bulundu, katkısı, katkısı

GT GD C H L M O
contribution /ˌkɒn.trɪˈbjuː.ʃən/ = NOUN: katkı, destek, yardım, bağış, iştirak, yazı, makale; USER: katkı, katılım, katkısı, katkıda, katkıları

GT GD C H L M O
corporate /ˈkɔː.pər.ət/ = ADJECTIVE: tüzel, toplu, şirkete ait, birleşmiş; USER: tüzel, kurumsal, şirket, kurumlar, Corporate

GT GD C H L M O
corporation /ˌkɔː.pərˈeɪ.ʃən/ = NOUN: şirket, kurum, dernek, tüzel kişi, belediye yetkilileri, şiş göbek; USER: şirket, şirketi, kurumlar, kurum, kuruluştur

GT GD C H L M O
countries /ˈkʌn.tri/ = NOUN: ülke, memleket, köy, taşra, arazi, sayfiye, toprak, diyar; USER: ülke, ülkeler, ülkeleri, ülkelerde, ülkelerin

GT GD C H L M O
cover /ˈkʌv.ər/ = NOUN: kapak, örtü, kap, kılıf, zarf, bahane, kuver, sığınak, paket, kaplık, av yeri; VERB: kapatmak, örtmek, kapsamak, kaplamak, korumak, kapamak, içermek, üzerini kapatmak, yetmek; USER: kapak, kapsayacak, kapağı, karşılamak, kapsamaktadır

GT GD C H L M O
credit /ˈkred.ɪt/ = NOUN: kredi, alacak, itibar, güven, vade, saygınlık, kazanç, beğeni, emniyet, hesaptaki para miktarı, inanma; VERB: kredi vermek, inanmak, yatırmak, güvenmek, kredisine yazmak; USER: kredi, Hesaba, Hesaba Para, Credit, kredisi, kredisi

GT GD C H L M O
crisis /ˈkraɪ.sɪs/ = NOUN: kriz, bunalım, buhran, dönüm noktası; USER: kriz, krizin, krizi, krize, krizden, krizden

GT GD C H L M O
department /dɪˈpɑːt.mənt/ = NOUN: bölüm, bölge, departman, daire, bakanlık, şube; USER: bölüm, departmanı, bölümü, bölge, bölümünde

GT GD C H L M O
design /dɪˈzaɪn/ = NOUN: dizayn, proje, model, tasarı, plan, taslak, amaç, komplo, niyet; VERB: tasarlamak, dizayn etmek, kastetmek, modelini çizmek, planlamak, komplo kurmak, stilize etmek; USER: dizayn, tasarım, tasarımı, tasarlamak, tasarıma

GT GD C H L M O
different /ˈdɪf.ər.ənt/ = ADJECTIVE: farklı, değişik, çeşitli, başka, diğer; USER: farklı, farklı bir, değişik, farklıdır, çeşitli, çeşitli

GT GD C H L M O
digital /ˈdɪdʒ.ɪ.təl/ = ADJECTIVE: dijital, sayısal, parmakla yapılan, parmağa ait; NOUN: tuş; USER: dijital, Digital, sayısal, dijital fotoğraf

GT GD C H L M O
director /daɪˈrek.tər/ = NOUN: yönetmen, müdür, yönetici, direktör, idareci, yönetim kurulu üyesi, orkestra şefi, koro şefi; USER: yönetmen, müdürü, direktörü, yönetmeni, yöneticisi

GT GD C H L M O
electric /ɪˈlek.trɪk/ = ADJECTIVE: elektrik, elektrikli, elektro, gerilimli, heyecan verici; USER: elektrik, elektrikli, Electric, Elektro

GT GD C H L M O
electronics /ɪˌlekˈtrɒn.ɪks/ = NOUN: elektronik, elektronik bilimi; USER: elektronik, elektroniği, Electronics

GT GD C H L M O
employees /ɪmˈplɔɪ.iː/ = NOUN: işçi, personel, eleman, görevli, hizmetli, adam; USER: çalışanları, çalışanlar, çalışanların, çalışan, çalışanı

GT GD C H L M O
energy /ˈen.ə.dʒi/ = NOUN: enerji, güç, erke, kuvvet, gayret; USER: enerji, enerjisi, enerjinin, enerjiyi

GT GD C H L M O
engagement /enˈgājmənt/ = NOUN: nişan, sözleşme, taahhüt, sorumluluk, yükümlülük, nişanlanma, çarpışma, uğraş, randevu, birbirine geçme, söz; USER: nişan, angajman, katılımı, katılım, bağlılığı

GT GD C H L M O
engineering /ˌenjəˈni(ə)r/ = NOUN: mühendis, makinist, teknisyen, makine mühendisi, tekniker, çarkçı; VERB: mühendislik yapmak, mühendisliğini yapmak, yapmak, düzenlemek; USER: mühendislik, mühendisliği, Engineering, ürünler, tekniği

GT GD C H L M O
environments /enˈvīrənmənt,-ˈvī(ə)rn-/ = NOUN: çevre, ortam, etraf; USER: ortamları, ortamlarda, ortamlar, ortamlarında, ortamlara

GT GD C H L M O
events /ɪˈvent/ = NOUN: olay, durum, olgu, vaka, hadise, yarışma, karşılaşma, sonuç, maç, hal, akıbet; USER: olaylar, Olayları, etkinlikler, etkinlikleri, olayların, olayların

GT GD C H L M O
executive /ɪɡˈzek.jʊ.tɪv/ = ADJECTIVE: yürütme, yönetim, icra, yetkili, uygulama ile ilgili; NOUN: yönetici, idareci, hükümet; USER: yürütme, yönetici, executive, yönetim, icra

GT GD C H L M O
experience /ikˈspi(ə)rēəns/ = NOUN: deneyim, tecrübe, olay, yaşam, pratik, hayat; VERB: yaşamak, denemek, tecrübe etmek, başından geçmek, maruz kalmak, görmek; USER: deneyim, deneyimi, bir deneyim, tecrübesi, tecrübe, tecrübe

GT GD C H L M O
expertise /ˌek.spɜːˈtiːz/ = NOUN: uzmanlık, ekspertiz, ihtisas, bilirkişi raporu; USER: uzmanlık, uzmanlığı, uzmanlığa, uzmanlığını, uzman

GT GD C H L M O
exposure /ɪkˈspəʊ.ʒər/ = NOUN: maruz kalma, poz, teşhir, sergileme, bırakma, açığa çıkarma, açıkta bırakma, ortada bırakma, ortaya çıkarma, cephe; USER: maruz kalma, pozlama, maruz, maruziyet, poz

GT GD C H L M O
external /ɪkˈstɜː.nəl/ = ADJECTIVE: dış, harici, dışarıdan gelen, yabancı ülkelerle olan; USER: dış, harici, harici bir, dışsal, eksternal

GT GD C H L M O
fields /fiːld/ = NOUN: alan, tarla, saha, çalışma alanı, kır, bilim dalı, otlak, bilgi alanı, savaş alanı; VERB: sahaya çıkarmak, cevabı yapıştırmak, top atmak; USER: alanları, alanlar, alanlarda, alanlarında, alanların

GT GD C H L M O
for /fɔːr/ = PREPOSITION: için, amacıyla, dolayı, uygun, göre, karşı, yönünde, doğru, yarayan, sebebiyle; CONJUNCTION: dolayı, nedeniyle, çünkü, zira; USER: için, boyunca, for, üzere, üzere

GT GD C H L M O
from /frɒm/ = PREPOSITION: itibaren, -dan, -den, beri, dolayı, yüzünden, -den beri; USER: itibaren, adlı, adlı işletmeye, gelen, dan, dan

GT GD C H L M O
gained /ɡeɪn/ = VERB: kazanmak, almak, elde etmek, artırmak, ulaşmak, kâr etmek, ileri gitmek, yükselmek, ilerlemek, çoğalmak; USER: kazandı, elde, kazanmıştır, kazanmış, kazandım, kazandım

GT GD C H L M O
gas /ɡæs/ = NOUN: gaz, benzin, havagazı, grizu, gaz pedalı, boş lâf, övünme, atıp tutma, hava civa, matrak şey, eğlenceli şey; VERB: benzin almak, gaz vermek, saçmalamak, atıp tutmak, övünmek; USER: gaz, gazı, Doğal gaz, gazın, benzin

GT GD C H L M O
glad /ɡlæd/ = ADJECTIVE: memnun, hoşnut, sevinçli; USER: memnun, sevindim, mutlu, mutluluk, memnunum

GT GD C H L M O
global /ˈɡləʊ.bəl/ = ADJECTIVE: global, dünya çapında, evrensel, küre biçiminde; USER: global, küresel, genel, dünya, küresel bir

GT GD C H L M O
governmental /ˌɡʌv.ənˈmen.təl/ = ADJECTIVE: hükümet, devlet; USER: hükümet, devlet, toplum, kamu, resmi

GT GD C H L M O
graduated /ˈgrajo͞oˌāt/ = ADJECTIVE: mezun, dereceli, derecelere ayrılmış; USER: mezun, mezun oldu, mezunu, bitirdi, mezun olmuştur

GT GD C H L M O
group /ɡruːp/ = NOUN: grup, topluluk, küme, takım, heyet, öbek, kafile, kütle, manga, filo; VERB: gruplandırmak, sınıflandırmak, gruplaşmak, toplanmak; USER: grup, grubu, grubunda, grubunun, grubuna

GT GD C H L M O
had /hæd/ = VERB: olmak, sahip olmak, yapmak, etmek, bulunmak, almak, elde etmek, zorunda olmak, kabul etmek, aldatmak, göz yummak, dolandırmak; USER: vardı, oldu, kaldı, zorunda, sahip, sahip

GT GD C H L M O
her /hɜːr/ = PRONOUN: onu, onun, ona, o, kendisi, kendine; USER: onu, onun, ona, kendi, onunla

GT GD C H L M O
i /aɪ/ = PRONOUN: ben, I, one, I; USER: ben, i, ı, bir

GT GD C H L M O
in /ɪn/ = ADVERB: içinde; PREPOSITION: içinde, olarak, -de, -da, halinde, içine, içeri; ADJECTIVE: yerinde, iç, içeride, evde; USER: içinde, olarak, bölgesindeki, yılında, in, in

GT GD C H L M O
including /ɪnˈkluː.dɪŋ/ = PREPOSITION: dahil, kapsayan; ADJECTIVE: içeren; USER: dahil, dahil olmak üzere, dahil olmak, gibi, içeren, içeren

GT GD C H L M O
industry /ˈɪn.də.stri/ = NOUN: sanayi, endüstri, gayret, çaba, işletmecilik, hamaratlık; USER: sanayi, sektöründe, endüstri, endüstrisi, sektörü

GT GD C H L M O
innovative /ˈɪn.ə.və.tɪv/ = USER: yenilikçi, yenilikçi bir, yaratıcı

GT GD C H L M O
institute /ˈɪn.stɪ.tjuːt/ = NOUN: enstitü, kurum, kuruluş, klinik; VERB: kurmak, atamak, açmak, başlatmak, tayin etmek; USER: enstitü, enstitüsü, Institute, kurumu, kurum

GT GD C H L M O
internal /ɪnˈtɜː.nəl/ = ADJECTIVE: iç, dahili, stajyer, içilir; NOUN: yaradılış, doğa; USER: iç, dahili, içsel, içi, internal

GT GD C H L M O
international /ˌɪn.təˈnæʃ.ən.əl/ = ADJECTIVE: uluslararası, milletlerarası; USER: uluslararası, uluslararası bir, uluslar arası, uluslar, İnt, İnt

GT GD C H L M O
is /ɪz/ = USER: olduğunu, olduğu, olan, bir, olup, olup

GT GD C H L M O
key /kiː/ = NOUN: anahtar, tuş, kilit nokta, çözüm, perde, rumuz, elektrik düğmesi; ADJECTIVE: kilit, ana; VERB: girmek, kilitlemek, akort etmek, uydurmak; USER: anahtar, anahtarı, tuşu, önemli, kilit

GT GD C H L M O
leaders /ˈliː.dər/ = NOUN: lider, önder, baş, başmakale, önayak, müşteri çeken ucuz mal; USER: liderleri, liderler, liderlerinin, liderlerin, lider

GT GD C H L M O
like /laɪk/ = ADJECTIVE: gibi, benzer, aynı; ADVERB: gibi, benzer; PREPOSITION: gibi, benzer, falan, aynı; NOUN: benzer; VERB: beğenmek; CONJUNCTION: sanki; USER: gibi, benzeri, benzerim, gibi bir, böyle, böyle

GT GD C H L M O
logistic /ləˈdʒɪs.tɪks/ = ADJECTIVE: lojistik, biçimsel; USER: lojistik, logistik, logistic

GT GD C H L M O
logistics /ləˈdʒɪs.tɪks/ = NOUN: lojistik; USER: lojistik, Logistics, lojistik Firmaları, lojistiği

GT GD C H L M O
long /lɒŋ/ = ADJECTIVE: uzun, uzun vadeli, büyük; NOUN: uzun süre, uzun zaman, uzunluk; ADVERB: uzun zamandır, çoktan, epeydir; VERB: özlemek, arzu etmek, özlemini çekmek; USER: uzun, uzun bir, kadar, uzunluğunda, uzun süre, uzun süre

GT GD C H L M O
lucent /ˈlo͞osənt/ = ADJECTIVE: parlak, berrak, açık; USER: berrak, lucent, radyolusent, lusen

GT GD C H L M O
majored /ˈmeɪ.dʒər/ = VERB: branşı doğrultusunda yoğunlaşmak, konusunda uzmanlaşmak; USER: ihtisas, tamamlamıştır, alanında ihtisas, okudu

GT GD C H L M O
management /ˈmæn.ɪdʒ.mənt/ = NOUN: yönetim, işletme, idare, müdürlük, idarecilik; USER: yönetim, yönetimi, yönetiminin, yönetimini, yönetiminde, yönetiminde

GT GD C H L M O
managing /ˈmanij/ = ADJECTIVE: sorumlu, mesul; NOUN: idare etme; USER: yönetmek, yönetme, yönetimi, yönetim, yönetiminde

GT GD C H L M O
market /ˈmɑː.kɪt/ = NOUN: piyasa, pazar, çarşı, borsa, panayır; VERB: pazarlamak, satmak, alışveriş yapmak; USER: pazar, piyasa, piyasası, piyasada, pazarında, pazarında

GT GD C H L M O
marketing /ˈmɑː.kɪ.tɪŋ/ = NOUN: pazarlama, alışveriş yapma; USER: pazarlama, marketing

GT GD C H L M O
means /miːnz/ = NOUN: araç, vesile, varlık, para, servet; USER: araç, anlamına gelir, gelir, demektir, anlamına, anlamına

GT GD C H L M O
mechanical /məˈkæn.ɪ.kəl/ = ADJECTIVE: mekanik, makine ile yapılan, makineye ait; USER: mekanik, Makina, Genel mekanik, makine, mekanik bir, mekanik bir

GT GD C H L M O
media /ˈmiː.di.ə/ = NOUN: medya, basın; USER: medya, Media, ortam, ortamı, medyanın

GT GD C H L M O
medium /ˈmiː.di.əm/ = NOUN: orta, ortam, araç, medyum, vasıta, çare; ADJECTIVE: orta, ortalama, vasat; USER: orta, ortamı, ortam, orta ölçekli, medium

GT GD C H L M O
mobile /ˈməʊ.baɪl/ = ADJECTIVE: hareketli, seyyar, gezici, oynak, değişken, akışkan, yer değiştirebilen; NOUN: dengede hareket düzeni; USER: hareketli, cep, mobil, Mobile, cep telefonu, cep telefonu

GT GD C H L M O
mol

GT GD C H L M O
momentum /məˈmen.təm/ = NOUN: moment; USER: moment, ivme, hız, bir ivme, momentumu

GT GD C H L M O
more /mɔːr/ = ADJECTIVE: daha fazla, daha çok; ADVERB: daha, bir kat daha; NOUN: çok, fazla şey, fazlalık; USER: daha fazla, daha, fazla, fazlası, diğer, diğer

GT GD C H L M O
multinational /ˌmʌl.tiˈnæʃ.ən.əl/ = ADJECTIVE: çok uluslu; USER: çok uluslu, çokuluslu, uluslu, uluslu bir, uluslararası

GT GD C H L M O
network /ˈnet.wɜːk/ = NOUN: ağ, şebeke, iletişim ağı, ağ örgüsü; USER: ağ, ağı, şebeke, ağa, network

GT GD C H L M O
networks /ˈnet.wɜːk/ = NOUN: ağ, şebeke, iletişim ağı, ağ örgüsü; USER: ağlar, ağları, ağların, ağ, şebekeleri

GT GD C H L M O
new /njuː/ = ADJECTIVE: yeni, taze, modern, acemi, keşfedilmemiş; USER: yeni, yeni bir, okunmamış, new, new

GT GD C H L M O
nokia = USER: nokia, Nokia'nın

GT GD C H L M O
nominated /ˈnɒm.ɪ.neɪt/ = VERB: atamak, tayin etmek, aday olarak göstermek, resmen kararlaştırmak; USER: aday, aday gösterildi, adayı, aday gösterilen, aday gösterdi

GT GD C H L M O
non /nɒn-/ = PREFIX: olmayan, gayri, -siz, karşıtı; USER: olmayan, sigara, dışı, non, sivil

GT GD C H L M O
nutshell /ˈnʌt.ʃel/ = NOUN: fındık kabuğu, kabuk; USER: fındık kabuğu, Özetle, Kısaca, nutshell

GT GD C H L M O
of /əv/ = PREPOSITION: yüzünden, -nin, -den, -li; USER: bir, arasında, bölgesinin, of, km, km

GT GD C H L M O
oil /ɔɪl/ = NOUN: yağ, petrol, yağlıboya, sıvı yağ, gaz, yağcılık yapma; VERB: yağlamak, yağcılık yapmak, yağ çekmek; USER: yağ, petrol, yağı, yağlı, oil

GT GD C H L M O
or /ɔːr/ = CONJUNCTION: veya, ya da, yoksa, yahut; NOUN: altın sarısı; USER: veya, ya da, ya, ve, yada, yada

GT GD C H L M O
organization /ˌɔː.ɡən.aɪˈzeɪ.ʃən/ = NOUN: organizasyon, örgüt, örgütlenme, organizma, bünye; USER: organizasyon, örgüt, kuruluş, organizasyonu, örgütü

GT GD C H L M O
organizations /ˌɔː.ɡən.aɪˈzeɪ.ʃən/ = NOUN: organizasyon, örgüt, örgütlenme, organizma, bünye; USER: kuruluşlar, kuruluşları, örgütleri, kuruluşların, Kuruluşlarına

GT GD C H L M O
our /aʊər/ = PRONOUN: bizim; USER: bizim, eden, our, Yazın, Yazın

GT GD C H L M O
over /ˈəʊ.vər/ = ADVERB: fazla, aşırı, üzerine, aşkın, üstünde, tekrar, her yerinden, daha, çok fazla, her yerine, gereğinden fazla, tepesinde, kalan, iyice, öteye, ötede, altını üstüne, yine, geçkin, öte, başkasına, tersine, adamakıllı; PREPOSITION: fazla, aşırı, üzerinde, üzerinden, boyunca, üstünde, üstüne, çok, üstün, karşıya, aracılığı ile, baştan sona, yüksek, öbür tarafa, hakkında; ADJECTIVE: bitmiş, sona ermiş; USER: üzerinde, üzerinden, fazla, içinde, üzerine

GT GD C H L M O
part /pɑːt/ = NOUN: parça, bölüm, kısım, rol, görev, taraf, pay, kesim, katkı; ADJECTIVE: kısmen, kısmi; VERB: ayrılmak; USER: bölüm, parça, parçası, bir parçası, parçasıdır, parçasıdır

GT GD C H L M O
perimeter /pəˈrɪm.ɪ.tər/ = NOUN: mükemmellik, kusursuzluk, yetkinlik, tamamlama, ustalık; USER: çevre, çevresi, çevresel, çevresine, çevresini

GT GD C H L M O
phones /fəʊn/ = NOUN: telefon, selenli, basit ses; VERB: telefon etmek; USER: telefonları, telefonlar, telefonu, telefon, telefonlarının

GT GD C H L M O
plant /plɑːnt/ = NOUN: bitki, tesis, fabrika, dikme, işletme, fidan, demirbaş, ihbarcı; VERB: dikmek, dikmek, koymak, ekmek; USER: bitki, tesisi, tesis, bitkinin, bitkisel

GT GD C H L M O
platform /ˈplæt.fɔːm/ = NOUN: platform, plato, podyum, rampa, tartışma ortamı, düzlük, parti programı, sahanlık, yayla, apartman topuk, taraça; USER: platform, platformu, platformda, platformunda, bir platform

GT GD C H L M O
platforms /ˈplæt.fɔːm/ = NOUN: platform, plato, podyum, rampa, tartışma ortamı, düzlük, parti programı, sahanlık, yayla, apartman topuk, taraça; USER: platformları, platformlar, platformlarda, platformlarında, platform

GT GD C H L M O
point /pɔɪnt/ = NOUN: nokta, puan, konu, husus, sayı, mesele, uç, amaç, anlam, an; VERB: göstermek, işaret etmek; USER: nokta, noktası, noktada, noktasına, noktaya

GT GD C H L M O
position /pəˈzɪʃ.ən/ = NOUN: pozisyon, konum, mevki, durum, yer, görev, duruş, görüş, statü, fikir, sav; VERB: yerleştirmek, koymak, yerini belirlemek; USER: pozisyon, konum, konumu, pozisyonu, konumunu

GT GD C H L M O
positions /pəˈzɪʃ.ən/ = NOUN: pozisyon, konum, mevki, durum, yer, görev, duruş, görüş, statü, fikir, sav; VERB: yerleştirmek, koymak, yerini belirlemek; USER: pozisyonları, pozisyonlar, pozisyon, pozisyonlara, konumları

GT GD C H L M O
post /pəʊst/ = NOUN: posta, direk, nöbet, kazık, kışla, karakol; VERB: postalamak, yapıştırmak, asmak, posta ile göndermek, ilan etmek, atamak; USER: posta, yayınlamak, göndermek, sonrası, yazılan

GT GD C H L M O
product /ˈprɒd.ʌkt/ = NOUN: ürün, çarpım, mahsul, sonuç, meyve; USER: ürün, ürünün, ürünü, ürünleri, bir ürün

GT GD C H L M O
production /prəˈdʌk.ʃən/ = NOUN: üretim, yapım, üretme, imal, yapıt, eser; USER: üretim, üretimi, üretiminde, üretiminin, üretimini

GT GD C H L M O
profession /prəˈfeʃ.ən/ = NOUN: meslek, iş, uğraş, uzmanlık alanı, sanat, uğraşı, inancın açıklanması, açıklama, beyan, yemin, kelime-i şahadet; USER: meslek, mesleği, mesleğinin, mesleğin, meslektir

GT GD C H L M O
professional /prəˈfeʃ.ən.əl/ = NOUN: profesyonel, uzman, mütehassıs, fikir işçisi, meslekten yetişme kimse, para için yapan kimse; ADJECTIVE: profesyonel, mesleki, meslek, uzman, meslekten yetişme, azimli, kararlı, para için yapan; USER: profesyonel, profesyonel bir, mesleki, Professional, meslek

GT GD C H L M O
professionals /prəˈfeʃ.ən.əl/ = NOUN: profesyonel, uzman, mütehassıs, fikir işçisi, meslekten yetişme kimse, para için yapan kimse; USER: profesyoneller, profesyonelleri, uzmanları, profesyonel, profesyonele

GT GD C H L M O
public /ˈpʌb.lɪk/ = NOUN: kamu, halk, amme, seyirci, birahane, bar; ADJECTIVE: kamu, genel, halk, halka açık, umumi, aleni, ulusal, devlete ait, milli; USER: kamu, ortak, genel, halk, toplu

GT GD C H L M O
range /reɪndʒ/ = NOUN: dizi, çeşitlilik, menzil, alan, sıra, çeşit, erim, saha, silsile, kuzine, atış alanı, otlak, açık alan, ocak; VERB: dolaşmak, turlamak, dizmek, sıralı olmak, sıra halinde olmak, gezmek, sürtmek, uzanmak, boyunca gitmek, akıp gitmek, doğrultmak, nişan almak, erimi olmak, erişmek, katılmak, bölgede yaşamak, sıralamak, sıralanmak, tarafına çevirmek; USER: dizi, aralığı, yelpazesi, aralığında, aralık

GT GD C H L M O
related /rɪˈleɪ.tɪd/ = ADJECTIVE: ilgili, ilişkin, ilişkili, bağlı, akraba; USER: ilgili, ilişkin, ilişkili, ile ilgili, bağlı

GT GD C H L M O
relations /rɪˈleɪ.ʃən/ = NOUN: aile; USER: ilişkileri, ilişkiler, ilişkilerin, ilişkilerini, ilişkilerinin

GT GD C H L M O
replaces /rɪˈpleɪs/ = VERB: değiştirmek, yerine koymak, yenisiyle değiştirmek, yerini almak, yerine geçmek, yerini tutmak, geri ödemek, yerine bakmak, vekâlet etmek, ahizeyi yerine koymak; USER: yerine, yerini, değiştirir, yerini alır, yerine geçer

GT GD C H L M O
reputation /ˌrep.jʊˈteɪ.ʃən/ = NOUN: itibar, ün, şöhret, ad, şeref; USER: itibar, ün, üne, bir üne, ünü, ünü

GT GD C H L M O
responsibility /rɪˌspɒn.sɪˈbɪl.ɪ.ti/ = NOUN: sorumluluk, yükümlülük, mesuliyet, güvenilirlik, sağlamlık, ödeme gücü, temyiz gücü; USER: sorumluluk, sorumluluğu, sorumluluğundadır, sorumluluğunu, sorumlu

GT GD C H L M O
s = USER: s, ler, lar, temizle, larındaki

GT GD C H L M O
sale /seɪl/ = NOUN: satış, satım, ucuzluk, indirimli satış, sürüm, talep, mezat, açık artırma ile satış; USER: satış, Satılık, satışı, indirimdedir, Kiralık, Kiralık

GT GD C H L M O
same /seɪm/ = ADJECTIVE: aynı, benzer, tıpkı, farksız, farketmez; USER: aynı, benzer, benzer

GT GD C H L M O
samsung = USER: samsung, Samsung'un

GT GD C H L M O
says /seɪ/ = NOUN: söz, laf, son söz; VERB: söylemek, demek, etmek, bildirmek, okumak, tekrarlamak, farzetmek, varsaymak; USER: diyor, söylüyor, söyledi, diyor ki, der, der

GT GD C H L M O
schneider

GT GD C H L M O
semiconductors /ˈsemēkənˌdəktər,ˈsemˌī-/ = USER: yarı iletkenler, yarıiletkenler, yarı iletken, yarıiletkenlerin, yarıiletkenlerde

GT GD C H L M O
services /ˈsɜː.vɪs/ = NOUN: aletler, servis takımı, çay takımı, araç gereçler; USER: hizmetleri, hizmetler, hizmet, hizmetlere, hizmeti

GT GD C H L M O
she /ʃiː/ = PRONOUN: o; NOUN: kadın; USER: o, diye, onun, kadın

GT GD C H L M O
social /ˈsəʊ.ʃəl/ = ADJECTIVE: sosyal, toplumsal, toplumcul, toplu halde yaşayan; NOUN: kilise üyelerinin resmi olmayan toplantısı; USER: sosyal, toplumsal

GT GD C H L M O
spare /speər/ = ADJECTIVE: yedek, boş, az, fazla; VERB: ayırmak, korumak, kaçınmak, esirgemek, harcamamak, canını bağışlamak, kıymamak; NOUN: yedek parça; USER: yedek, ayırmak, kaçınmayacağız, boş, ayıracak

GT GD C H L M O
specific /spəˈsɪf.ɪk/ = ADJECTIVE: belirli, özel, spesifik, belli, özgül, kesin, kendine özgü, özellikli; NOUN: özel ilaç, özel amaçlı ilaç; USER: özel, belirli, belirli bir, spesifik, özgü

GT GD C H L M O
spokesperson /ˈspōksˌpərsən/ = USER: sözcüsü, sözcü, sözcülüğünü

GT GD C H L M O
standard /ˈstæn.dəd/ = NOUN: standart, norm, ölçüt, kalite, bayrak, ölçü, sancak, seviye; ADJECTIVE: standart, normal, klasik, standart olarak kullanılan; USER: standart, standardı, standart bir, standard, standardına

GT GD C H L M O
strategy /ˈstræt.ə.dʒi/ = NOUN: strateji, taktik, kurnazlık, savaş bilimi; USER: strateji, stratejisi, stratejisinin, stratejisini, stratejinin

GT GD C H L M O
studies /ˈstədē/ = NOUN: çalışmalar, araştırmalar, incelemeler; USER: çalışmalar, çalışmaları, çalışmalarda, çalışma, çalışmaların, çalışmaların

GT GD C H L M O
such /sʌtʃ/ = ADJECTIVE: böyle, bu tür, bu gibi, öyle, çok, o kadar; PRONOUN: bu gibi, o gibi; ADVERB: böylesine, çok, öylesine, oldukça; USER: bu tür, böyle, gibi, tür, böyle bir, böyle bir

GT GD C H L M O
talented /ˈtæl.ən.tɪd/ = ADJECTIVE: yetenekli, kabiliyetli, hünerli, marifetli; USER: yetenekli, yetenekli bir, kabiliyetli

GT GD C H L M O
team /tēm/ = NOUN: takım, ekip, tim, kuş sürüsü, koşum hayvanları; VERB: koşmak, takım kurmak, takım halinde yapmak; USER: ekip, takım, takim, ekibi, takımı, takımı

GT GD C H L M O
technologies /tekˈnɒl.ə.dʒi/ = NOUN: teknoloji, uygulayımbilim; USER: teknolojileri, teknolojiler, teknolojilerin, teknolojilerinin, teknoloji

GT GD C H L M O
term /tɜːm/ = NOUN: dönem, terim, süre, ifade, koşul, devre, söz, sınır taşı, regl dönemi, doğum zamanı, adet dönemi; VERB: adlandırmak, demek, isim vermek; USER: terim, dönem, vadeli, süreli, vadede

GT GD C H L M O
testing /ˈtes.tɪŋ/ = ADJECTIVE: test, deneme; NOUN: deneme; USER: test, testi, testleri, testler, sınama

GT GD C H L M O
than /ðæn/ = CONJUNCTION: göre, -den, -dan; USER: göre, daha, fazla, çok, den, den

GT GD C H L M O
thank /θæŋk/ = NOUN: teşekkür; VERB: teşekkür etmek, şükretmek; USER: teşekkür, ederim, teşekkür ederim, teşekkürler, ederiz

GT GD C H L M O
that /ðæt/ = CONJUNCTION: o, ki, şu, için, diye; PRONOUN: o, ki, şu, diye; ADVERB: böyle, o kadar, bu kadar; ADJECTIVE: öteki; USER: o, bu, olduğunu, olduğu, ki, ki

GT GD C H L M O
the

GT GD C H L M O
their /ðeər/ = PRONOUN: onların; USER: onların, kendi, bunların, da, da

GT GD C H L M O
time /taɪm/ = NOUN: zaman, süre, vakit, kere, uygun zaman, tempo, çağ, vade, aralık, doğum zamanı; VERB: zamanlamak, ayarlamak, zamanlama yapmak, saat tutmak, tempo tutmak, kurmak, süre tutmak, temposunu belirlemek; USER: zaman, süresi, kez, süre, zamanda

GT GD C H L M O
to /tuː/ = PREPOSITION: karşı, göre, -e, -ye, -ya, -e doğru; USER: karşı, göre, için, etmek, hiç, hiç

GT GD C H L M O
units /ˈjuː.nɪt/ = NOUN: birim, ünite, birlik, öğe, bütünlük; USER: birimleri, üniteleri, birimler, adet, units

GT GD C H L M O
up /ʌp/ = ADVERB: yukarı, yukarıya; PREPOSITION: yukarı, yukarıya; ADJECTIVE: ayakta, dik, yükselmiş, çıkmış, olmuş; NOUN: artış; VERB: yükseltmek, artırmak; USER: yukarı, kadar, up, onbirler, fazla, fazla

GT GD C H L M O
valuable /ˈvæl.jʊ.bl̩/ = ADJECTIVE: değerli, kıymetli, faydalı; USER: değerli, değerli bir, değerlidir, önemli, kıymetli

GT GD C H L M O
various /ˈveə.ri.əs/ = ADJECTIVE: çeşitli, birçok, türlü, çeşit çeşit; USER: çeşitli, farklı, değişik, birçok

GT GD C H L M O
vehicle /ˈviː.ɪ.kl̩/ = NOUN: araç, taşıt, vasıta, taşıyıcı; USER: araç, aracın, aracı, taşıt, araca

GT GD C H L M O
volunteering /ˌvɒl.ənˈtɪər/ = VERB: gönüllü olmak, gönüllü yazılmak, isteyerek yapmak, üstlenmek; USER: gönüllü, gönüllülük, gönüllü olarak, gönüllülüğün, gönüllülüğü

GT GD C H L M O
was /wɒz/ = USER: oldu, olduğunu, idi, was, olduğu, olduğu

GT GD C H L M O
welcome /ˈwel.kəm/ = NOUN: karşılama, sıcak karşılama, hoş karşılama; VERB: karşılamak, hoş karşılamak, hoşgeldiniz demek; USER: karşılama, hoş, hoş geldiniz, edilir, welcome, welcome

GT GD C H L M O
well /wel/ = ADJECTIVE: iyi, güzel, sağlıklı, uygun, iyi durumda; ADVERB: iyi, çok, iyice, oldukça, güzelce, hoş; NOUN: kuyu; USER: iyi, de, sıra, yanı, iyi bir, iyi bir

GT GD C H L M O
who /huː/ = PRONOUN: kim, kimi, kime, ki o; USER: kim, kimin, olan, edenler, eden, eden

GT GD C H L M O
whole /həʊl/ = ADJECTIVE: bütün, tüm, tam, toplu, sağlam, sağlıklı, öz, yarasız beresiz; NOUN: tüm, toplam; USER: bütün, tüm, tam, tamamı, tamamen

GT GD C H L M O
widened /ˈwaɪ.dən/ = VERB: genişletmek, genişlemek, bollaşmak; USER: genişletilmiş, genişledi, genişletmiştir, genişlemiş, genişletilmiştir

GT GD C H L M O
will /wɪl/ = NOUN: irade, niyet, istek, vasiyet, vasiyetname, arzu, azim; VERB: istemek, amaçlamak, arzulamak, niyet etmek, vasiyet etmek; USER: irade, olacak, olacaktır, olur, edecek, edecek

GT GD C H L M O
with /wɪð/ = PREPOSITION: ile, birlikte, beraber, -li; USER: ile, sahip, olan, birlikte, ile birlikte, ile birlikte

GT GD C H L M O
within /wɪˈðɪn/ = ADVERB: içinde, içinden, içeriden, içeride, içeri, içeriye, için için; PREPOSITION: içinde, kapsamında, dahilinde, zarfında; NOUN: iç, iç kısım; USER: içinde, içerisinde, mesafede olan, içindeki, olan

GT GD C H L M O
would /wʊd/ = VERB: -cekti, -caktı, -erdi, -ermi, -ermiydi; USER: -cekti, olur, mi, istiyorsunuz, olurdu, olurdu

GT GD C H L M O
years /jɪər/ = NOUN: yıl, sene, yaş; USER: yıl, yaşında, yıllarda, yaş, yıldır, yıldır

184 words